Çalışma Saatleri: 08:00 - 23:59
+90 538 417 40 48 Çalışma Saatleri : 08:00 - 23:00
Tatilimden Kaş Ve Kalkan Blog
Kaş Gezi Rehberi

Akdeniz’in büyüleyici maviliklerinde yüzmek, birbirinden güzel plajlarında doyasıya bir tatil yapmak ve en önemlisi evinize muhteşem anılarla dönebilmek… Doğal güzelliklerinin yanında tarihi dokusuyla da dikkat çeken Kaş, Likya uygarlığına da ev sahipliği yapmaktadır. Kaliteli bir tatil yapmak elbette her insanın hakkıdır. Özellikle tüm yıl çalışan bireylerin kısıtlı zamanlarını iyi bir tatil ile değerlendirebilmesi günümüz koşullarında daha da önem taşımaktadır. Hepsi Villa ailesi olarak Kaş-Kalkan’da mükemmel bir tatil geçirebilmeniz için 300 villamız ile hizmet vermekteyiz. Bu bölgede bulunan her villamız son derece konforlu, lüks ve modern eşyalar ile dizayn edilmiştir. Deneyimli ekibimiz ve maksimum müşteri memnuniyeti anlayışımızla, sizlere hayallerinizdeki tatili sunma amacıyla hizmet vermekteyiz. Her yıl geliştirdiğimiz portföyümüzle konaklama sürecinizi sizler için kusursuz bir hale getirmeye çalışıyoruz. Lüks villa konusunda en zengin portföye sahip olan Kaş bölgesi, sahip olduğu doğal güzelliklerin yanında kültürel aktiviteleriyle de tatilcileri kendisine hayran bırakıyor. Her yıl yüz binlerce insan tarafından ziyaret edilen Kaş, deniz, kum ve güneşin tadını çıkarabilmeniz için sizleri bekliyor. 

Kalkan’da yapacağınız tatilinizde sizler için hazırladığımız birbirinden lüks ve konforlu villalarımızda çok daha rahat ve özgür bir alana sahip olacaksınız. Bu sayede de tatilinizi tamamen kendi planlarınız doğrultusunda geçirebileceksiniz. Son dönemlerde daha rahat ve lüks tatil yapmak isteyen tatil severlerin tercih ettiği villa tatili, tercih eden misafirlerin bir daha vazgeçemediği bir konaklama deneyimi sunmaktadır. Çünkü ziyaret ettiğiniz yerler kadar konaklama yapacağınız yerde son derece güzel ve göz alıcı olmalıdır. Siz villanızda konaklarken bizler de Kaş’ın en güzel ve meşhur yerlerini sizler için derledik. Büyüleyici denizi, rengarenk sokakları, tarihi yerleri, eğlenceli gece hayatı ve birbirinden güzel koyları... Burada yapacağınız tatili en unutulmaz şekilde geçirebilmeniz için Kaş gezi rehberiniz hazır!


Kalkan Hakkında

Antalya’nın batısında yer alan Kalkan Yunanlı denizciler tarafından 200 yıl önce kurulmuş, Kaş’a bağlı olan ve turistik yerleriyle ünlü bir mahalledir. Küçük bir sahil kasabası olması rağmen her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Renkli sokaklarında gezip dükkanları dolaşarak keyifli bir tatil geçirebilirsiniz. Ayrıca birbirinden güzel restoranlarıyla farklı tatlar denerken kafelerde dinlenme molaları da verebilirsiniz. Kalkan, mavi ve yeşil renklerin muhteşem uyumuyla misafirlerine sakin ve huzurlu bir tatil geçirme fırsatı sunmaktadır. Dünyanın en önemli uygarlıklarından Likya uygarlığına ev sahipliği yapan Kalkan, tarihi dokusu ile yaz tatilini geçirmek isteyenlerin gözde mekanlarından birisidir. Tarihi 3000 yıl öncesine dayanan Likya uygarlığı döneminde birçok kent burada kurulmuştur. Özellikle Kalkan bölgesinde tarihte yolculuğa çıkmak isteyenler için Xanthos, Letoon, Patara ve Pirha Antik kentleri yer almaktadır. Kültür turizminde önemli bir yere sahip olan Kalkan Akdeniz’in geçmişinde keşifte bulunmak isteyenler içinde harika bir firsat sunmaktadır. Tarihi dokusunun yanında plajlarıyla da nam salan Kalkan, Kaputaş, Patara, Fırnaz ve Halk plajlarıyla da tanınmaktadır. 

Plajları, koyları ve sıra dışı mekanlarıyla tatilini kendi planlamak isteyenler için Kaş-Kalkan tüm güzellikleri ile ziyaretçilerini bekliyor. Kaş’da tatil yapmak isteyenler Kaputaş Plajı, Patara Plajı, Meis Adası, Mavi Mağara, Kekova Tekne Turu, Limanağzı ve İslamlar Köyü’nü görmelerini öneririz. Akdeniz’in sunduğu kusursuz tatil deneyimini doyasıya yaşayarak evinize muhteşem anılarla dönebileceksiniz. Sizlerin tatilinizi mutlu ve memnun geçirmeniz için burada bulunan göz alıcı villalarımız bulunmaktadır. Bu bölgelerde konumlanmış olan lüks villalarımızda konaklayarak gezilebilecek her yere rahat bir şekilde ulaşabilirsiniz. 


Kaputaş Plajı

Kaputaş plajı, Kaş ve Kalkan arasında, sahil yolu üzerinde bulunan ve her yıl ziyaret için kilometrelerce kuyruk oluşmasına neden olan dünyaca ünlü bir plajdır. Denizin rengi ve tepeden gözüken muhteşem manzarası ile ünlü plajlar arasında adından söz ettirmeyi başarmıştır. Plaj, çok büyük olmamasına rağmen gün içinde yerli ve yabancı binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. İnce kumu, masmavi ve serin suyuyla görenleri kendisine aşık eden bir atmosferi bulunmaktadır. Klasikleşmiş tepe manzarası ile tüm tatil ve gezi bloglarına konu olan plaja inmek için 187 basamak merdiven inilmektedir. Her güzel şeyin bir zorluğu olduğu gibi Kaputaş plajının da böyle bir zorluğu bulunmaktadır. Ancak plaja ulaştığınızda tüm bu zorluklara değdiğinden hiç şüpheniz kalmayacak. İster şezlong ve şemsiye kiralayıp isterseniz de kendi getirdiğiniz havlu ile plajda çok rahat bir şekilde zaman geçirebilirsiniz. Denizin büyülü rengi ve dalgaların sesiyle dünyanın en güzel plajlarından birinde denize girebileceksiniz. Yer altından çıkan soğuk suların denize karışması denizin rengini berraklaştırmakta ve daha soğuk bir hale getirmektedir. Küçük bir plaj olmasına rağmen bu kadar temiz ve güzel bir renge sahip olmasının nedeni de bu yer altı suyudur. Her ne kadar ulaşımı biraz meşakkatli olsa da Kaputaş plajını cazip ve gözde bir plaj yapan özelliklerinden birisi de budur. Kaş’ta tatil yapmak için araştırma yapanların karşısına ilk çıkan yerlerden biri olan Kaputaş plajı, sizlere zannettiğinizden çok daha büyüleyici bir atmosfer sunacak!

Ulaşım açısından bakıldığında ise Kalkan’dan Kaputaş plajına gitmek isteyenler için araçlarıyla 5 km’lik bir yolculuk yeterlidir. Kalkan’da konaklayanlar için 5 dakikalık bir sürüş ile plaja ulaşabilmek ise bulunmaz bir nimettir. Özellikle yazın ziyaretçi sayısının çok olması ve park alanı sıkıntısı olduğu düşünülürse bu süre size oldukça büyük bir rahatlık sağlayacaktır. Bunların yanında bu yolu özel aracınız yok ise taksiler aracılığıyla da gidebilirsiniz. Taksiler Kalkan-Kaş arasında standart ücret uygulamaktadırlar. Bu sayede daha rahat bir ulaşım sağlama imkanı sunarlar. Bölgede düzenli olarak hizmet veren minibüslerle de ulaşım sağlanabilmektedir. 


Patara Plajı

Patara yazımızda daha ayrıntılı bir şekilde bahsetmiş olduğumuz gibi plaj, Kalkan bölgesinin en önemli ve en güzel yerlerinden birisidir. İncecik kumu ile adeta bir çölü andıran plaj, her yumurtlama döneminde plajı ziyaret eden caretta carettalara da ev sahipliği yapmaktadır. Bu özelliği ile koruma altına alınan plaj, doğa ve hayvan severler tarafından da her yıl ziyaret edilmektedir. Her yıl hem Türkiye’de hem de dünyada bu mucizeye tanıklık etmek için adeta bir turist akını oluşmaktadır. Görünümü itibariyle dizi ve film çekimlerinde de arka plan olarak kullanılan Patara plajı, Türkiye’nin en uzun ikici plajı olma özelliği ile de dikkat çekmeye devam etmektedir. Upuzun plajı, incecik kumu ve Likya uygarlığına uzanan tarihi ve kültürel değerleriyle tatilcileri kendisine çeken Patara, Kalkan tatiliniz sırasında mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden birisidir. 

Patara’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir diğer yer ise Patara Antik kentidir. Fethiye-Kalkan arasında Xanthos vadisinin güneybatısında, Ovagelemiş köyünde yer alan antik kent, Likya dönemine ait önemli ve en eski şehirlerden birisidir. Bölgenin tarihini daha iyi anlamınıza yardımcı olacak tarihi kalıntıları ile dünyanın en önemli uygarlığı olan Likya uygarlığının gizemli kalıntılarını keşfedebilirsiniz. Ziyaretiniz sırasında antik tiyatroyu gezebilir, kültür turlarına da katılabilirsiniz. Akdeniz Üniversitesi bünysinde Pof. Dr. Fahri Işık ve ekibi tarafından 1988 yılında başlanan kazılar sonucu ortaya çıkarılan antik kentte kazı çalışmaları halen daha devam etmektedir. Bu kazı çalışmaları çok sayıda çalışmaya ışık tutarken kültür turizmine meraklı olan tatilciler tarafından da sık sık ziyaret edilmektedir. Efsaneye göre su perisi Lyka’nın da burada doğduğuna inanılmaktadır.13. yüzyıla ait olan Hitit metinlerinde bölgenin adı Patar olarak geçmektedir. Daha sonra bölgenin egemenliğinin Likyalılara geçmesiyle yine bu uygarlığa ait yazıtlarda Patara olarak değiştirilmiş ve günümüze kadar da bu şekilde gelmiştir. Aynı zamanda  ’Noel Baba’ olarak bilinen Saint Nicholas da Pataralıdır. Bu nedenle Hristiyanlar tarafında da önemli bir yer olarak önemini korumaktadır. Roma döneminde de çok önemli ve stretejik bir konuma sahip olan Patara, adeta bir merkez görevi görmektedir. 

Adını Hititler döneminden bu yana koruyan Patara, ülkemizde 2020 yılı için Patara Yılı olarak ilan edilmiştir. Gerek arkeolojik gerekse kültürel bir değer olarak ülkemizde sıkça ziyaret edilen Patara, fotoğraf çekmeyi sevenler için mükemmel atmosferiyle sizleri beklemektedir. Özellikle gün batımında karpostal tadında manzarasıyla eşsiz bir ortam sunan plaj, fotoğraf tutkunları için muhteşem bir arka plan oluşturmaktadır. Ulaşım açısından ise Kaş’ta ve Kalkan’da hizmet veren dolmuşlarla buraya kolaylıkla seyahat edebilirsiniz. 


Meis Adası

Meis ya da diğer adıyla Megis adası, her ne kadar Türkiye kıyılarına yakın olsa da buram buram Yunanistan kokan küçük ve şirin bir adadır. Rengarenk yapıları ve tarihi güzellikleriyle Kalkan’da tatil yapmak isteyenlerin planlarına mutlaka dahil etmeleri gereken bir yerdir. Kaş’tan kalkan günübirlik feribotlarla 20-25 dakikada adaya ulaşmak oldukça kolaydır. Rengarenk sokakları, kafeleri ve hediyelik eşya dükkanlarıyla ziyaretçilerini kartpostal tadında bir atmosfer beklemektedir. Kırmızı kubbeli Osmanlı camisi ile de yer yer Türk dokunuşlarını hissettiren ada, görülmeye değer olduğunu her dakika sizlere hissettiriyor. Yunanistan’ın 12 adasından biri olan Meis, yürüyerek kolayca gezilebilecek kadar küçük olmasına rağmen ziyaret edilecek kadar muhteşem… Adaya Yunanlılar Megisti, Avrupalılar Katellorizo derken Türkçe karşılığı Kızılhisar olmasına karşın bu isim pek kullanılmamaktadır. 

Ada seyahatiniz boyunca Mavi Mağara, Aya Yorgi adası, Reis Limanı, Osmanlı Cami Müzesi ve Arkeoloji Müzesi, Saint Jean Şövalyeleri Kalesi, Mandraki Limanı ve Likya Mezarı gibi birçok yeri gezebilirsiniz. Renkli , sofistike cafeleri ve restoranlarıyla küçük bir Yunanistan tatili yapmış gibi olacaksınız. Denizin ve güneşin tadını doyasıya çıkarırken farklı bir kültürün içinde olmak tatilinizi daha da farklı kılacak. Tertemiz suyu ile adanın istediğiniz yerinden denize girerken Yunan ezgileri akşam yemeğinize sizlere eşlik edecek. Size küçük bir yurtdışı tatil fırsatı sunan Meis adası farklı atmosferiyle tatilinizin en değerli anıları arasında yer alacaktır. Türkiyeye yakın olması dolayısıyla halkımıza karşı oldukça sıcak ve samimi bir şekilde davranan Meis halkı, turistlere karşı oldukça misafirperverdir. Ziyaretiniz sırasında adayı yürüyerek gezip mutlaka renkli sokaklarında fotoğraf çekmelisiniz. Agios Georgios kilisesinin hemen yakınında bulunan merdivenlerden çıkarak adayı kuşbakışı izleyebilirsiniz. Denize girmek için en çok tercih edilen yerlerden birisi de Aya Yorgi koyudur. Küçük bir koy omasına rağmen suyun rengini görür görmez kendinizi denize atmak isteyeceksiniz. 

Feribotla 25 dakikada ulaşabileceğiniz adaya gidiş dönüş ücreti 2020 yılı için yetişkin 25 euro, 0-6 yaş için ücretsiz ve 6-12 yaş arası içinse 15 euro olarak uygulanmaktadır. Meis gezisinin en güzel yanlarından birisi de ödeme yapmak istediğinizde türk lirasını da kullanabilmenizdir. Kapı vizesi uygulamasıyla kolaylıkla geçebileceğiniz adada güzel bir gün geçerek tatilinize renk katmış olacaksınız. Bordo pasaporta(umuma mahsus) sahip olan kişiler adaya gidebilmek için vize almak zorundadırlar. Ancak yeşil pasaport(hususi), gri pasaport(hizmet) ve siyah pasaporta(diplomatik) sahip olan kişiler ise vizesiz adaya ziyarette bulunabilirler. Kapı vizesi alarak da adaya günübirlik gezi şeklinde de gidebilirsiniz. Bunun için pasaportunuz ve iki adet biyometrik foroğrafınız yeterli olacaktır. Gelmeden önce buradaki seyahat acentaları ile iletişime geçerseniz hılzı ve kolay bir şekilde işlemlerinizi tamamlayabiliriniz.


Xanthos Antik Kenti

UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Xanthos Antik kenti, Fethiye-Kaş yolu üzerinde, Kınık belediyesinde yer almaktadır. Likya uygarlığına ev sahipliği yapan Xanthos’un adı Likya dilinde ‘ARNNA’ olarak geçmektedir. Türkçe anlamı ise ‘SARI’ demektir. Likya uygarlığı içerisinde Xanthos en büyük olanıdır. Burada yaşamış lan halk tarihte cesaretleri ve savaşçı kimlikleri ile bilinmektedirler. Cesaretleri kadar karakterleri ile de ön plana çıkan Xanthosluların 9. yüzyıla ait bir duvar yazıtında ise şu sözler dikkat çekiyor; 

’’Gürültü patırtının ortasında sükunetle dolaş, sükunette huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol, telaşsız kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen, hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir işi seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle seveceksin ki başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın. Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Aşka burun kıvırma sakın, o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma. Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür. Yılların geçmesine öfkelenme, gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgara göre ayarla. Çünkü dünya karşılaştığın fırtınalara değil gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki evreni yargılamak imkansızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol. Hatırlar mısın doğduğun zamanları? Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya, yine de insanoğlunun biricik güzel mekanıdır. Xanthos.’’ Bu sözler zengin tarihlerinin yanında burada yaşamış insanların da hayata olan bakış açılarını anlamamızda bizlere ışık tutuyor.

Antik kentteki kalıntılar incelendiğinde bölgede birçok savaşın meydana geldiği düşünülmektedir. Burada yaşayan halk düşmana asla teslim olmamaları ile ünlenmişlerdir.  Bu özellikleri tarihlerinin de hüzünlü ve acılı bir şekilde hatırlanmalarına neden olmuştur. İ.Ö. 545-546 yıllarında Pers Kumandanı Harpagos tarafından kuşatmaya uğrayan Xanthoslular hiçbir şekilde geri çekilmemiş ve teslim olmamışlardır. Kuşatmayı kazanamıcaklarını anladıklarında ise çaresizce kendi kadın ve çocuklarını öldürmüşler sonrasında ise tüm şehri ateşe vererek düşmanlarına hiçbir şey bırakmamışlardır. Geriye ise 80 aileden başka hiç kimse kalmamıştır. Tarih boyunca Pers, Roma, Mısır ve Suriye gibi birçok medeniyetin egemenliği altına giriştir. Konumu dolasıyla stratejik bir öneme sahip olan Xanthos kenti iki tepe üzerine inşa edilmiştir. Eşen Çayı ve Roma Akrapolü üzerine inşa edilen antik kent aynı zamanda surlarla da çevrilmiştir. Antik kent içersinde ayrıca büyük bir Roma Devri Tiyatrosu da yer almaktadır. Gerek taşların üzerinde gerekse yerlere yaptıkları işlemelerle derin anlamlar taşıyan bu kültürel hazine, Kaş tatilinizi planlarken mutlaka ziyaret etmeniz gereken önemli yerdir. Tarihi çok eskiye dayanmasına rağmen birçok yapının günümüze kadar gelmesi de buranın kültürünü anlayabilmemizi daha da önemli kılıyor.

İlk defa 1838 yılında Ch. Fellows tarafından keşfedilerek buradaki büyük eserler Londra’ya taşınarak British Museum’un Lykia salonunda sergilenmektedir. 1950 yıllarında Fransızların burada başlatmış oldukları kazıya 2011 yıllarından itibaren Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji bölümü ekibi devam etmektedir.


Mavi Mağara

Kalkan’a 6 km uzaklıkta olan Mavi mağara, Kaputaj plajına gelmeden 600 metre geride bulunmaktadır. İçerisindeki farklı kanalları ve odacaklarıyla aslında sanıldığından çok daha büyük bir mağaradır. Gizemli kanallarıyla Kalkan’ın göz alıcı maviliğini burada çok daha net görebileceksiniz. Mağara bu özelliği ile de ‘Mavi’ adını almıştır. Gün içinde istediğiniz zaman ziyaret edebileceğiniz mağarada yüzmek ve dalış yapmanın sizleri bambaşka bir dünyaya götüreceğinden emin olabilirsiniz. Mağaraya girdiğiniz anda büyüsüne kapılıp kendinizi mistik bir atmosferin içinde bulacaksınız. Doğanın mükemmel bir sanat eseri haline gelen mağarada mavinin en güzel tonu size eşlik ediyor. Dalış yapmak isteyenler için büyüleyici bir dünya sunan mağara, tatiliniz süresince mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden sadece bir tanesi.  

Binlerce turist tarafından dalış yapma amacıyla ziyaret edilen mağara ilk olarak Jeolog Dr. Timuçin Aynen tarafından keşfedilmiştir. Mağaraya ulaşım sadece tekneler ile sağlanmaktadır. Girişin ücretsiz olduğu Mavi Mağaraya teknelerle belirli bir ücret karşılığında giderek yüzmek mümkün. Keşfedildiği günden itibaren yoğun ilgi gören mağara, dalış yapılmadan gidilmemesi gereken muhteşem bir güzelliğe sahiptir.


Kekova Tekne Turu

Antalya’nın Kaş ve Demre ilçeleri arasında bulunan Kekova, her yıl bu bölgede tatil yapanlar için mutlaka listelerine eklemeleri gereken bir turdur. Tertemiz mavi sularda yapacağınız bu tekne turunda Akvaryum koyu, Üçağız, Kaleköy, Simena, Batıkşehir ve Tersane koylarını ziyaret edebilirsiniz. Doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla keyifli zaman geçirmenizi sağlayacak Kekova tekne turu, Akdeniz’in berrak sullarında mutlaka yapılması gereken aktivitelerden biridir. Karayolu ile gidilemeyen bakir koyları tekne turu sayesinde görebilir ve denize girebilirsiniz. Tur düzenleyen acentalarla görüşerek güzergahları öğrenebilir, ücret ve saatler hakkında bilgi alabilirsiniz. Mavinin her tonunu rahatlıkla görebileceğiniz bu mavi turla tüm gününüzü denize girerek ve güneşlenerek geçirebileceksiniz. 


Büyük Çakıl Plajı

Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Büyük Çakıl plajı, merkeze sadece 1.3 kilometre uzaklıkta bulunan ve her yaz yerli ve yabancı binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Dağlardan çıkan doğal suların deniz suyuna karışmasıyla deniz oldukça serin ve temizdir. Mavi ve yeşil görüntüsüyle insanı kendine aşık eden Büyük Çakıl plajı, Akdeniz’in saklı güzellikleri arasında yer almaktadır. Plajın geniş ve uzun olmasıyla bin kişiye yakın tatilciyi ağırlayabilmektedir. Plaj boyunca yer alan farklı beach ve restoranlarla tüm günü burada rahatlıkla geçirebilirsiniz. Antalya’nın sıcak yaz günlerinde serinleyip gün boyu denizin ve güneşin tadını çıkarıp bol bol dinlenebileceksiniz. 

 

İster yürüyerek 20 dakikada istersenizde sürekli olarak hizmet veren minibüs ve taksilerle plaja ulaşmak çok kolaydır. Plaja girişinin, şezlong ve şemsiyenin ücretsiz olması, kolay ve hızlı ulaşımı sayesinde bu bölgede tatil yapmak isteyenlerin mutlaka planlarına dahil etmesi gereken göz alıcı güzellikte bir yerdir. Yoğun iş temposundan kaçıp kusursuz bir tatil yapmak için Kaş bölgesini seçen misafirlerimiz için muhteşem manzarası eşliğinde denizin tadını doyasıya çıkarabileceksiniz. Plajı ziyaret etmek isteyenlere bir diğer önerimiz ise eşsiz gün batımını izlemeleri olacaktır. Plaj sakinleşirken deniz kıyısına yerleştirilen masalarda yemek yiyip içeceğinizi yudumlarken göz alıcı gün batımı ile Kaş’a bir kez daha aşık olacaksınız.


Hidayet Koyu Plajı

Hidayet koyu, Çukurbağ yarımdasında ve Kaş merkeze 2.5 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Saklı bir cennet olması ve çok kişi tarafından keşfedilmemesi bu koyu çok daha cazip bir hale getirmektedir. Öyle ki plaja gidebilmeniz için yol gösteren tabelalar bile tam anlamıyla bulunmuyor. İsmini de bir zamanlar burada yaşamış olan Hidayet abiden alıyor. Kendisi vefat edince ismini bu koya veriyorlar. Bakir bir koy olan Hidayet Koyu zamanla beach tarzı işletmelerin olaya dahil olmasıyla daha da hareketleniyor. İşletmelerin açılmasıyla koy hak ettiği değeri görüyor ve ziyaretçileri de gitgide artıyor. Buna rağmen güzelliğinden ve doğal yapısından hiçbir şey kaybetmiyor. Koyu gördüğünüz anda gözünüze ilk çarpan şey ise suyun rengi oluyor. Mavi ve yeşil renklerin adeta dans ettiği koyda kendinizi adeta akvaryumda gibi hissediyorsunuz. Bunların yanında koyda caretta carettaları da görmeniz mümkün. Caretta carettaların yanı sıra orfozlara da rastlayacağınız Hidayet Koyu Plajı’nda herkesten uzak sessiz sakin vakit geçirmek için Bianca Beach’i tercih edebilirsiniz.

 

Tertemiz ve dalgasız denizi sizi kendisine çekip bütün günü keyifli bir şekilde geçirmenizi sağlıyor. Dalış yapmak isteyenlerin de son dönemde gözde mekanlarından biri olan Hidayet koyu, berrak suyuyla beklentileri de fazlasıyla karşılıyor. Sürekli olarak koya gelip giden tekneler buradaki yaşantıyı daha da hareketlendiriyor. Kaş’ta tatil yapmak isteyenlerin kesinlikle gitmeleri gereken koylardan biri olan Hidayet koyu, işletmeler sayesinde tüm gününüzü rahat ve eğlenceli bir şekilde de geçirebiliyorsunuz. Kaş’tan kalkan minibüsler ile koya ulaşmak da oldukça kolay. Özel aracıyla gitmek isteyenler içinse Çukurbağ yarımadası kavşağına gelmeden karşınıza çıkan Hamarat pansiyonun arasında sola doğru giderek koya ulaşabilirsiniz.


Kaleköy (Simena)

Büyük şehirin karmaşasından kaçıp Akdeniz’in mavilikleri ve doğal güzellikleri arasında huzur bulmak isteyenlerin hiç şüphesiz Kaş bölgesinde yer alan Kaleköy’dür. Huzurlu, sessiz ve sakin bir havası ile insanları kendine çeken Kaleköy, Kaş’ta tatil yapan herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerden birisidir. Tarihi M.Ö 4. Yüzyıla kadar uzanan Kaleköy, antik bir kent olan Simena üzerine kurulmuştur. Her ne kadar bir yarım ada üzerinde bulunsa da ulaşım tekne ile sağlandığı için ziyaretçilerde bir ada havası yaratmaktadır. Antik kalıntılarla dolu olan Kaleköy aslında bir köydür. Birinci derece sit alanı ilan edildiği için devlet tarafından korumaya alınmıştır. Bu nedenle buradaki yapılaşma konusunda oldukça hassas bir hava hakimdir. Köy içerisinde araç kullanmak yasak olduğu için yürüyerek dolaşmak mümkün. Kaleköy’de yemek yiyebileceğiniz birçok restoran bulunmaktadır. Buranın meşhur olan ev yapımı dondurması da ziyaretçiler tarafından mutlaka denenmesi gereken tatlardan biri. Şeftali, muz ve fındık aromaları ile ünlenen dondurma, tattığınız ilk andan itibaren doğal ve nostaljik bir tat bırakacak. 

Kaleköy’de denize girmek isteyenler içinse berrak ve pırıl pırıl bir deniz sizi beklemektedir. Kaş’ın her plajında ve koyunda olduğu gibi burası da cam gibi masmavi deniziyle insanı adeta kendisine çekiyor. Doğal güzelliklerinin yanında adeta bir tarih yuvası olan bu yerde Likya uygarlığının kalıntılarını keşfedebilirsiniz. Misafirperver ve sıcak kanlı insanlarıyla güzel bir gün geçirip denize ve tarihe doyabilirsiniz. Ayrıca kanoya binip ve deniz bisikleti kullanarak keşif yapabilirsiniz. Köyün tepesinde ise Simena Kalesi bulunmaktadır. Taş merdivenleri kullanarak 10-15 dakika içersinde kaleye ulaşmanız mümkün. Tepeden denizi ve koyu izlemek ise buranın ne kadar büyüleyici bir güzellikte olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. 

Ulaşım açısından ise Kaleköy’e gidebilmek için öncelikle Üçağız’a gelip buradan tekneler aracılığıyla gidebilirsiniz. Bunun yanında Kekova tekne turuna katılarak da Kaleköy’ü ziyaret etme şansı bulabilirsiniz. Kaş’ta hizmet veren acenteler ile anlaşarak da Kaleköy’e düzenlenen kano turların katılabilirsiniz. Sizin için farklı ve unutulmaz bir deneyim olacaktır.  Kaş’ta tatil yapıp saklı ve büyüleyici bir yer keşfetmek isteyenler için Kaleköy ziyaret edilmeye fazlasıyla değer…


Saklıkent Kanyonu

Hem Antalya hem de Muğla il sınırları içerisinde bulunana Saklıkent Kanyonu, 1996 yılında Milli Park ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Tam bir doğa harikası olan kanyon, 200 metre yüksekliğinde olup uzunluğu ise 18 kilometredir. Yüzyıllar boyunca oluşan depremler ve dağların zirvelerinden akan suyun aşındırmasıyla ortaya çıkan bu göz alıcı doğa harikası, her yaz binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir. Kaş’tan yapacağınız 1 saatlik (63 km) yolcuk ile kanyona rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Gürül Gürül gürül gürül akan buz gibi suyu ile adından söz ettiren Saklıkent kanyonu, birçok aktiviteye de ev sahipliği yapmaktadır. 

 

Kanyon yürüyüşü, rafting ve kamp yapmak isteyenler için eğlenceli bir fırsat sunmaktadır. Soğuk suların içerisinden geçerek kanyon içinde mutlaka yürüyüş yapmalısınız. Ayrıca burada bulunan doğal çamurun cilde çok iyi geldiği söylenir. Bu nedenle birçok insan bu çamurdan yüzlerine ve vücutlarına sürerek şifa bulmaktadır. Kanyonda yürüyüş yapmak isterseniz yanınızda rahat bir ayakkabı getirerek kanyon içerisindeki yürüyüşünüzü daha rahat bir şekilde yapabilirsiniz. 2020 yılı içerisinde giriş ücretleri öğrenciler için 7 TL, yetişkinler içinse 10 TL şeklinde uygulanmaktadır. Kanyonun ziyaret saatleri ise 08:45 - 19:30 arasındadır. Özel aracı olmayanlar için Kaş’tan gün içerisinde kalkan minibüsler ile ulaşım sağlayabilirsiniz.

www.tatilimden.com  bağlantısı ile rezervasyon yapabilirsiniz

 

 

WhatsApp Destek! Whatsapp
Müşteri Temsilcileri
REZERVASYON OLUŞTUR
Tarihler Müsait
Giriş Saati : Çıkış Saati :
Konaklama Tutarı :
Elektirik Ücreti :
Temizlik Ücreti :
Toplam Tutar :
Ön Ödeme :
Girişte Kalan :
UYGUNLUK TAKVİMİ
MüsaitMüsait
DoluDolu
Ödeme BekliyorÖdeme Bekliyor
Giriş-ÇıkışGiriş-Çıkış
Özellik Özellik
Genel Özellikler
Mutfak Bilgileri
Salon Bilgileri
Havuz Bahçe Bilgileri
Şömine
Özel Bahçeli
Full Eşyalı ve Mobilyalı
Isıtmalı Havuz
İnternet Bağlantısı
Jakuzi
Balkon/Deck/Teras
İç Mekan Havuz
Otopark / Park Yeri
Yatak Sayıları
Manzara
Deniz
Dağ
Şehir
Doğa
Bluetooth Ses Sistemi
Engelli Dostu
Sıradışı Mimari
Sauna
Buhar Banyosu
Bebek Yatağı
Özel Havuz